ArDünyanın önde gelen dev şirketlerinin birbirinden ilginç kuruluş hikayeleri bulunuyor. Bu hikayeler sonucu kafalarda oluşan fikirler sayesinde bugün herkesin bildiği firmalar milyarlar kazanıyor. Karlı bir havada Paris sokaklarında mahsur kalmak, kaldığı evin kirasını ödeyememek, hatta okul turunda rehber ile kavga etmek gibi ilginç hikayeler bu şirketlerin kuruluşuna ilham verdi.
En ilginç hikayelerden biri de ABD’nin San Fransisco kentinde kurulan araç çağırma uygulaması Uber’in kuruluş hikayesi. Türkiye’de de taksilere yönelik hizmet veren Uber, Travis Kalanick ve Garet Camp’ın başına gelen bir hadise sonrası kuruldu. İki iş insanı bir gece Paris’te katılacakları konferansa yetişmeye çalışıyorlardı. Ancak kar yağışı altında geçen saatler sonrası taksi bulamadılar. Derken ikilinin aklına parlak bir fikir geldi. Taksi bulamıyorlarsa telefonun ekranına dokunup taksiyi çağırabilirlerdi. Bu fikirle yola çıkan Kalanick ve Camp 2009 yılında şirketi kurdular. Bugün 65 ülkede hizmet veren Uber’in pazar büyüklüğü 95 milyar dolara ulaşmış durumda.
Amerikalı Procter&Gamble, bugün 100 bin kişiden fazla istihdam sağlayan ve 200 milyar dolar büyüklüğe ulaşmış bir tüketim ürünleri şirketi. Firmanın kuruluş hikayesi de bir hayli ilginç. William Procter mum, baldızının kocası James Gamble ise sabun üretiyordu. Ancak bu iki iş insanı bir türlü geçinemiyordu. Aynı hammadde olan hayvansal yağdan ürettikleri ürünleri satma konusunda sürekli rekabet halindeydiler.
Bir gün kayınpederleri, damatlarını yemeğe çağırdı. İki iş insanın kayınpederi aralarındaki kavganın son bulmasını çok istiyordu. Bu yüzden yemekte onlara “Rekabet edeceğinize neden güçlerinizi birleştirmiyorsunuz?” teklifini sundu. Böylece dünyaca ünlü P&G şirketi 1837’de doğmuş oldu. Bugün firmanın bünyesinde Gillette traş bıçakları, Crest bakım ürünleri ve Head&Shoulders şampuanları gibi onlarca marka bulunmakta. P&G bünyesinde birçok yeni ürün de dünyaya kazandırıldı. Örneğin torunun bezlerini yıkamayı sevmeyen bir P&G çalışanı Victor Mills, tek kullanımlık bebek bezlerini icat etti.
Apple ve Microsoft’un hikayesini çoğu kişi biliyor. Ancak Google’un kuruluşu biraz gölgede kaldı. 21 yaşındaki Larry Page ABD’nin ünlü Stanford Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisliği dalında yüksek lisans öğrenimine başlayacaktı. Page’e bölümü gezdirme görevi ise bir başka öğrenci Sergey Brin’e verildi. Ancak gezide işler kötüye gitti ve Page ile Brin tartıştı. İkisi de birbirinden nefret ediyordu. Page daha sonra verdiği bir röportajda Brin hakkında “ondan iğrenmiştim” demecini vermişti.
Ancak daha sonra Page’in bilgisayar dehası olduğunu gören Brin, Page ile okulda daha çok vakit geçirmeye başladı ve aradaki buzlar eridi. Page, uzun zamandır kullanımı kolay bir internet arama motoru geliştirmek istiyordu. Ardından Brin ile çalışmaya başlayan Page, Google’un atası olan arama motoru BlackRub’u ilk defa 1996 yılında denedi. Bugün Google’un çatı şirketi Alphabet 1.7 trilyon dolarlık büyüklüğe sahip bir teknoloji devi. Hem Page hem de Brin, dünyanın en zenginleri listesinde ilk on içerisinde.
New York’tan San Fransisco’ya taşınan Brian Chesky ve Joe Gebbia, geçim sıkıntısı yaşıyorlardı. İkili kiralarını ödeyemeyecek duruma gelmişti. 2007 yılında, yaklaşan bir turizm fuarı nedeniyle şehirdeki otellerde hiç yer kalmadığını öğrendiler. Birçok kişi de hala kalacak yer arıyordu. Bu onlara parlak bir fikir verdi. Hemen marketten bir şişme yatak alıp evlerindeki boş odaya koydular. Üstelik odayı kiraya vermek için de Airbed & breakfast (şişme yatak ve kahvaltı) adıyla bir internet sitesi kurdular. İlk müşterileri de 30 yaşında bir Hintli oldu. Derken işleri büyüdü ve Airbed&Breakfast sitesi, konaklama devi haline gelen Airbnb’ye dönüştü. Dünyanın dört bir yanında boş evleri ve odaları kiraya veren Airbnb90 milyar dolar büyüklüğe ulaşmış durumda.
Kaynaklar: Medium, Uber, Get Paid, LinkedIn