İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve çok sayıda ünlü ismi kapsayan uyuşturucu soruşturması kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, soruşturma kapsamında uygulanan adli tıp testleriyle ilgili çeşitli iddialar da tartışma konusu oldu.
Pasif maruziyet, ameliyatlarda kullanılan ilaçlar, saç işlemleri ve “testi temizleyen maddeler” iddialarının bilimsel dayanağını ortaya koymak amacıyla, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, Halk TV’den Ece Yaşar’ın sorularını yanıtladı.
Kamuoyunda zaman zaman ‘Testi temizleyen ilaçlar’ şeklinde dolaşan söylemler, Adli Tıp açısından bilimsel bir gerçek mi yoksa bir şehir efsanesi midir?
“Sorunuza direkt yanıt vereyim evet şehir efsanesidir. Piyasada satılan “detoks içecekleri”, “temizleyici haplar” veya “idrar karıştırıcı kimyasallar” Adli Tıp uzmanları tarafından çok iyi bilinmektedir. Özellikle idrar testi için bazı ürünler çok fazla su içilerek idrarı seyreltmeye çalışır. Eğer idrar çok suluysa “geçersiz numune” kabul edilir ve test tekrarlanır. Vücuttaki yağ dokularına çöken maddeleri bir içecekle birkaç saatte temizlemek biyolojik olarak mümkün değildir. O nedenle doku ve kıl çalışmaları çok güvenilir yöntemlerdir.”
Pasif maruziyet (aynı ortamda bulunma, dumanına maruz kalma) test sonuçlarını etkileyebilir mi?
“Kapalı mekanlarda çok dar ve küçük bir ortamda, havalandırma yoksa ve yoğun bir duman altında uzun süre kalınırsa idrarda düşük seviyeli pozitiflik çıkabilir. Adli Tıpta özellikle toksikolojik inceleme ile bu durumun doğru olup olmadığını anlamak için GC-MS (Gaz Kromatografisi-Kütle Spektrometresi) gibi oldukça duyarlı analitik yöntemlerle maruziyetin pasif mi yoksa aktif kullanım sonucu mu olduğunu söyleyebiliriz. Laboratuvarda testlerde Cut-off dediğimiz eşik değer denilen bir sınır vardır. Pasif olarak duman soluyan bir kişinin vücuduna giren madde miktarı, bu bilimsel sınırın altında olacağından bu durum kolaylıkla belirlenir. Ayrıca saç ve kıl testleriyle bu durum net olarak ortaya konulur.”
Ameliyat sırasında verilen anestezik ilaçlar, ağrı kesiciler ya da sedatifler uyuşturucu testlerinde pozitifliğe yol açabilir mi? Adli Tıp bu durumu nasıl ayırt ediyor?
“Tıbbi olarak kullanılan maddeler kişilerin tıbbi kayıtlarından, reçetelerden ortaya konulur. Ameliyat öncesi ve sırasında kullanılan uyuşturucu maddeler Morfin, Fentanil ve Bbenzodiazepin türevi sedatifler ilk tarama testlerinde (immunoassay) pozitiflik verebilir. Bazı ilaçlar yapısal olarak uyuşturuculara benzediği için testi yanıltabilir. Ancak toksikolojik analizlerle (GC-MS veya LC-MS/MS) bu maddelerin “moleküler parmak izi” çıkarılır. Adli tıpta vücuttaki maddenin parçalanma ürünleri yani metabolitlerine bakarak tıbbi bir amaçla verilen madde ile yasadışı madde kullanımı ayırt edilebilir.”
Saç boyası, açıcı, perma gibi işlemler test sonuçlarını manipüle edebilir mi?
“Saç ve kıl analizi, geriye dönük son 90 gün ve hatta 5-6 aya varan madde kullanımı gösteren en güvenilir yöntemlerdendir. Saç boyatmak, perma yaptırmak veya saç açıcı kullanmak gibi kimyasal yöntemler saçın Keratin yapısına zarar vererek madde miktarını %20-60 oranında azaltabilir. Bu işlemler maddeyi tamamen yok etmez. Kantitatif yani miktar analizi yaptığımız için sonuç mutlaka çıkar. Toksikolojik analizler o kadar duyarlıdır ki eser miktardaki kalıntıları bile saptar. Ayrıca saç bölgesine işlem yapılmışsa göğüs, koltuk altı, pubik bölge ve bacaklardan kıl örneği alınarak bu manipülasyonlar boşa çıkarılır. Tüm kıllar yok edilse bile tırnak yatağı da iyi bir araştırma bölgesidir.”