Müzik hayatı hatırlatır

muzik hayati hatirlatir pz4qEQBH.jpg

Seray Şahinler – Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), bugün İstanbul Lütfi Kırdar ICEC’de vereceği konserde Cumhuriyet’in öncü bestecilerinden Ahmed Adnan Saygun’u selamlıyor. BİFO’nun kurucusu ve onursal şefi Gürer Aykal yönetiminde gerçekleşecek “Saygun’a Armağan” adlı konserde Fransız çellist Marc Coppey ve Kübra Şenyaylar yönetimindeki Koro İstanbul olacak. Gecede Saygun’un iki eserinin yanı sıra Béla Bartók’un Macar halk müziğinden ilham alan temaları, enerjik ritimleri ve orkestral zenginliğiyle “Orkestra için Konçerto” dinleyicilerle buluşacak. Şef Gürer Aykal konser öncesi sorularımızı yanıtladı.

Konser için nasıl bir repertuvar hazırladınız?

Kasımın ilk haftası her zaman Atatürk haftasıdır, hepimiz Atatürk’ü anarız. Konser programımızda Ahmed Adnan Saygun ve Bartok var. İzleyiciler, Atatürk’ü anma gününde Bartok niye olsun diye düşünebilirler. Bartok, Atatürk’ün davet ettiği, Saygun ile birlikte Anadolu’da geziler ve el yazılarıyla derlemeler yapmış bir müzisyendir. Bu derlemeler Ankara Devlet Konservatuvarı’ndadır. Bir Avrupa ülkesi olan Macaristan’ın müziğinin Türk müziğiyle uyuştuğunun kanıtı olacak bu konser. Atamıza, onun hizmetleri karşısında böyle bir program sunabileceğim. Saygun’un viyolonsel konçertosunu yabancı bir müzisyene çaldıracağız.

Hep repertuvarınızda olan bir müzisyen Saygun, aynı zamanda hocanız. Gülsin Onay ve siz onun anısını hep yaşatıyorsunuz. Nasıl biriydi Saygun?

Doyamadığım kadar şeyler öğrendim ondan ama hâlâ açım. Adnan Bey lafını hiç sakınmayan, kimsenin hiçbir şeyinde beş kuruş gözü olmayan, çalışkan, üretken bir Atatürk çocuğuydu.

Yabancı müzisyenlerin Saygun ile kurduğu bağ nasıl?

Önce çok uzak duruyorlar, çünkü Saygun’u anlamıyorlar. Dinledikten sonra isterler, çaldıktan sonra ise tutkunu olurlar. Artık onlar birer Saygun’cudur. Saygun’un kompozisyon anlayışı bir zincirdir. Anadolu kaç medeniyet gördü, ne çok uygarlık yaşadı. Bu bizim zenginliğimizdir ve herkesten üsttedir. Saygun’un müziği Anadolu’daki modlardan çıkar, yabancılar da bu modu bilmez. Başından sonuna kadar her notanın hesabını verir. 

Sizinle üç yıl önce 80. yaş konseriniz için buluşmuştuk, o günden beri hız kesmeden devam ediyorsunuz. Motivasyonunuz nedir?

“Do-re-mi-fa-sol-la-si-do”. Bu yedi nota beni yaşatıyor. Kulaklarım hep müzik duyuyor, notalarla yaşıyorum. Burada otururken siz bazı gürültüler duyuyorsunuz ben onların notalarını duyuyorum. İnanın beynimden bir salise bile müzik eksik değil. Müzik bambaşka bir şey. 80 yaşındaki bir insan, dört yaşındayken annesinin ona söylediği müziği anımsayabilir, ama başka bir sürü şeyi anımsamaz. Müzik size hayatı unutturmaz.

‘Orkestra çocuğum gibi’

Kurucu şefliğini yaptığınız BİFO ile bağınız nasıl?

Yaşımdan ötürü müzisyenleri kızım ve oğlum gibi görmeye başladım. Bir orkestrayı kurduğunuz zaman zaten o sizin çocuğunuz gibi olur. Özel bir şirket bunca yıl orkestrayı ve quarteti destekliyor, bu ne demek… Onlara çok şey borçluyum. Her yönettiğim konserde orkestrayı biraz daha yüceltmek ve başarıya kavuşturmak istiyorum. Durmasına bile tahammülüm yok, devamlı ilerlemelerini istiyorum.